31 Ocak 2013 Perşembe

Suskun degilsin! *




Bir kış günü, denizin en hırçın olduğu zamanlar.Deniz fenerine vuran dalgalar hayli ürkütüyor beni.Ama bir yandan da anlamsız bir huzur doluyor içime.Taş bir iskele üzerinde seyrediyorum bu manzarayı. Martı, dalgaların sesinden biraz ürkmüş gibi görünüyor. Karaya yaklaşma düşünceleri biran olsun rahatlatıyor martıyı belki de. Ben de bir an durup düşünüyorum. Ben demi korkuyorum acaba bu acımasız, beni savurup düşüren dalgalardan ve dalga seslerinden. Yoksa bir yerlere tutunmak için hala bir şansım var mı?  Yada cesur muyum en hırçın dalgaya dayanabilecek kadar. Deniz feneri gibi dimdik dalgalara göğüs gerebilir miyim! 

Yaşamak bu denli zorken, martılar bile bu kadar çok korkarken ben nasıl deniz feneri gibi asalet içinde selamlayabilirdim gelen dalgaları? Anlam veremiyordum, peki nasıl huzur verebiliyordu ki bana bu dalgalar . Evet korkuyorum hırçın dalgalardan ama bir yandan da garip güven de duyuyorum. 

Bilinmezlik içinde otururken taş iskelede, ait olamama duyguları belirdi zihnimde. Kime ait değildim? Neden değildim? Deniz bu kadar çabuk benimsemişken dalgaları ben neden hala ona ait değildim. Bu kadar kolayken her şey, deniz feneri bile mutlulukla karşılarken hırçın dalgaları neden hala ben belirsizlikler içinde kayboluveriyordum. *

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir Şarkı Molası ♪ ♫

.Bugünlerin şarkısı bu olsun.. Her geçen gün biraz daha büyüyorum. Hayat hep böyle miydi ki? Yoksa ben mi şimdi fark ediyorum, sorguluy...