31 Ocak 2013 Perşembe

Daracık ömrümüzde genis sıkıntılar.

 Yağmurlu bir kış günü ve İstanbulHırçın fakat arada sakinleşen güzel bir yağmurla uyandım bugün. İlk işim pencereyi açıp toprak kokusunu içime çekmek oldu. Çok yağmurlu, sessiz, durgun değişik bir gün bugün. Kafamda bir sürü soru var. Yalnızca cevaplarını yaşayarak alabileceğim sorular bunlar.




Tarık Tufan'ın satırları düşüyor aklıma birden: 'Sana yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağmurlu bir coğrafyada yaşadığımızı söyleyecekler. Gerçek olan senin mevsimindir oysa. O günün nasıl geçeceğini anlayabilmek için gökyüzüne bakman gerekmez. dönüp yüreğine bak. Yağmurlar ve güneş yüreğinden süzülür. gerçek olan yüreğinin mevsimidir, senin mevsimindir. Her sabah uyandığında gözlerinden dünyaya saçılandır mevsim. Güneş senden doğar ve yağmur senin gözlerinden düşer yeryüzüne.' demiş nede güzel demiş.



Yağmurlu bir gün İstanbul da evet ama gökyüzü masmavi, içimi ısıtan bir mavilik bu. Artık yağmur yağmayacak diyen, ona güvenmemi isteyen bir gökyüzü var.* 



Kalktım yürüdüm elimdeki çaresiz soruyla:İnsan neden hep sona bırakır kendini?

 ♫♪ ♫♪







Suskun degilsin! *




Bir kış günü, denizin en hırçın olduğu zamanlar.Deniz fenerine vuran dalgalar hayli ürkütüyor beni.Ama bir yandan da anlamsız bir huzur doluyor içime.Taş bir iskele üzerinde seyrediyorum bu manzarayı. Martı, dalgaların sesinden biraz ürkmüş gibi görünüyor. Karaya yaklaşma düşünceleri biran olsun rahatlatıyor martıyı belki de. Ben de bir an durup düşünüyorum. Ben demi korkuyorum acaba bu acımasız, beni savurup düşüren dalgalardan ve dalga seslerinden. Yoksa bir yerlere tutunmak için hala bir şansım var mı?  Yada cesur muyum en hırçın dalgaya dayanabilecek kadar. Deniz feneri gibi dimdik dalgalara göğüs gerebilir miyim! 

Yaşamak bu denli zorken, martılar bile bu kadar çok korkarken ben nasıl deniz feneri gibi asalet içinde selamlayabilirdim gelen dalgaları? Anlam veremiyordum, peki nasıl huzur verebiliyordu ki bana bu dalgalar . Evet korkuyorum hırçın dalgalardan ama bir yandan da garip güven de duyuyorum. 

Bilinmezlik içinde otururken taş iskelede, ait olamama duyguları belirdi zihnimde. Kime ait değildim? Neden değildim? Deniz bu kadar çabuk benimsemişken dalgaları ben neden hala ona ait değildim. Bu kadar kolayken her şey, deniz feneri bile mutlulukla karşılarken hırçın dalgaları neden hala ben belirsizlikler içinde kayboluveriyordum. *

8 Ocak 2013 Salı

Kitaplar var. Ben varım. Dünyam var *

uyumadığım gecelerin sabahında
göz altlarımdan mor çocuklar doğardı
mor çocuklarıma ninni söylerdi sabah ezanları
fırtınada ters çevrilen şemsiyelere benzerdi
duaya açılan avuçlarım
avuçlarıma kar yağardı
kimi zaman tipi..
kaç kere avuçlarımda mahsur kaldım.
bir kaç kış geçti pollyanna
ben hep mahzun kaldım.
kocaman bir kardan adam yaptı içime bir çocuk şair
tuhaf şarkılar mırıldanarak: şiirime kenar süsü olsam ben
bir kenar süsünün gülü olsam ben
sarı deftere tuttuğum bir günlük
aşk olsam ben..

* Didem Madak



4 Ocak 2013 Cuma

silsileler


Yıldız tozları vardır bilir misiniz? 
Bu aralar o tozlardan biriktiriyorum anneannemden kalan beyaz dantelli bir kavanozun içinde. Niye mi biriktiriyorum? Hani bir gün gelirde o tozları, iyi dileklerimle birlikte
 bir balonun içinden değer verdiğim biriyle birlikte tüm gökyüzüne boşaltırım diye. 

Sihirli kelimelerimi de söylerim belki.*


Bir Şarkı Molası ♪ ♫

.Bugünlerin şarkısı bu olsun.. Her geçen gün biraz daha büyüyorum. Hayat hep böyle miydi ki? Yoksa ben mi şimdi fark ediyorum, sorguluy...